Demokratik Emek Partisi (DEM Parti) İmralı Heyeti üyesi Pervin Buldan ve Asrın Hukuk Bürosu’ndan Avukat Faik Özgür Erol, Abdullah Öcalan ile önemli bir görüşme gerçekleştirerek, bu görüşmeyi dördüncü kez düzenlemiş oldular. Görüşmenin ardından ikili, İmralı Heyeti Üyesi ve TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder’in tedavi gördüğü hastanenin önünde basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Pervin Buldan, Öcalan ile yapılan görüşmenin “oldukça verimli” geçtiğini ifade etti.
Süreçle İlgili Umut ve Çalışmalar
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Sayın Öcalan’ın avukatı ile birlikte yaklaşık 2.5 saatlik bir görüşme sonucunda tekrar geri döndük. Görüşmenin oldukça verimli geçtiğini özellikle ifade etmek isterim.”
Buldan, görüşmelerinde ilk gündem maddelerinin Sırrı Süreyya Önder’in sağlık durumu olduğunu vurgulayarak, “Kendisi de konuyu yakından takip ettiğini, televizyonlarda Sırrı Bey ile ilgili tüm haberleri izlediğini ancak durumuna büyük bir üzüntüyle yaklaştığını belirtti. Umut ediyoruz ki en kısa zamanda sağlığına kavuşacaktır,” dedi. Ayrıca, Abdullah Öcalan’ın süreçle ilgili hem umudunu koruduğunu hem de çalışmalarına devam ettiğini altını çizdi. Öcalan’ın kendisi adına Önder’e gönderdiği mesajı ise Buldan, kamuoyuyla paylaştı.
Sırrı Süreyya Önder’e Geçmiş Olsun Dilekleri
Pervin Buldan, Abdullah Öcalan’ın hastanede tedavi gören Sırrı Süreyya Önder’e ilettiği mesajı açıkladı:
“Sırrı Süreyya Önder’e yaşadığı rahatsızlık nedeniyle şifa diliyorum. Ailesine, dostlarına ve sevenlerine geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum. Önder ile 12 yıllık bir iş birliğimiz var. Onun toplumsal önemi büyüktür; Adıyamanlı ve Türkmen kökenli ideal bir insan olarak, Baba İshak geleneğini temsil etmektedir. Önder’in büyük barış çabası, toplumsal önyargıları kendi şahsında kıran bir figür olmuştur. Bunu da başarmıştır. Toplumda, Meclis’te ve sokakta önyargıları ortadan kaldırmıştır,” ifadelerini kullandı.
Barış Anlayışı ve Kültürel Değerler
Buldan, barış tanımını şu şekilde dile getirdi: “En iyi barış, kimliği ve kültürü ısrarla düşmanlaştıran bir anlayışın tam zıttıdır. Önder’in olumsuzluklarla baş etme, onları yönetebilme becerisi çok kıymetlidir. Ortaya çıkan sorunları derinleştirmeden, olumlu hale dönüştürebilen bir kişidir. Herkesin Önder’in kaldığı hastaneye gittiğini görüyorum. Bağlılık gereği, onun barış çabasını pratikleştirmek önemli bir sorumluluktur. Bir kez daha kendisine, ailesine ve tüm topluma geçmiş olsun dileklerimi sunuyor; kendisinin en güçlü haliyle aramızda olmasını diliyorum.”