Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı farkındalık oluşturmak amacıyla yaptığı açıklamalarda, TBMM’nin milli iradenin tecelligahı ve Milli Mücadele’nin karargahı olduğunu vurguladı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, Büyük Taarruz öncesinde meşruiyet için TBMM’ye başvurduğunu hatırlatan Adan, “Bu meclis, Polatlı’da top sesi duyulurken Ankara’dan çekilmeyen cesarettir.” sözlerini sarf etti. Adan, 15 Temmuz gecesinde bile bombalar altında milleti temsil etmenin dirayeti olduğunu belirtti.
AA’nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için
Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için
AA Canlı
Adan, TBMM’nin anlamının yalnızca fiziksel bir yapı olmadığını, bunun ötesinde Türk milletinin kalbinin attığı yeri temsil ettiğini ifade etti. Bu bağlamda, Gazi Meclis’in sınırlarının, bulunduğu binanın etrafıyla sınırlı olmadığını, Türk milletinin her noktasında varlığını hissettirdiğini dile getirdi. Adan, “Bu meclisi, kalbi Türkiye ile birlikte atan herkesin sesi ve sözü olarak değerlendirmek gerekir.” açıklamasında bulundu.
Adan, TBMM’de yer alan herkesin taşıması gereken sorumlulukların bulunduğunu, milletin helal oylarıyla kendilerine devredilen mazbataların kutsal bir emanet olduğunu ifade etti. “O mazbatalar, vatanın tapusu, devletin namusudur.” diyerek önemli bir noktaya dikkat çekti. Ayrıca bu mazbataların, milli egemenliğe zarar vermek veya devlet düşmanlarını savunmak amacıyla kullanılamayacağını belirtti.
“Hukukun üstünlüğü, her türlü siyasal tasarrufun üzerinde ve ötesindedir”
Adan, TBMM Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca’nın, Genel Kurul’daki Anayasa Mahkemesi kararı okumasının ardından yaşanan olayların milletin vicdanında bir rahatsızlık yarattığını açıkladı. Meclis içtüzüğüne aykırı hareketlerin, meclis geleneklerini hiçe saydığını ve millet kürsüsünün siyasi bir gösteri alanı haline geldiğini ifade ederek, bu durumu kabul edilemez buldu.
“Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir.” vurgusunu yapan Adan, hukukun üstünlüğünün her türlü siyasi tasarrufun üzerinde olduğunu söyledi. İçtüzük hükümlerinin açık ve net olduğunu, bunları aşmanın sadece Meclis’in kimliğine değil, aynı zamanda temsil ettiği milletin egemenliğine zarar vereceğini belirtti. Ayrıca, Yüce Meclis’in haysiyetine uygun hareket etmenin herkes için milli bir görev olduğunu vurguladı.
Son olarak, Meclis’in kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün manevi hatırası önünde saygıyla durarak, Meclis’in sonsuza dek var
