İsrail ordusundan yapılan açıklamalara göre, üst düzey komutanlardan Zamir, İsrail ordusu ile birlikte işgal altındaki Suriye topraklarında saha turu gerçekleştirdi. Bu tur sırasında, mevcut durum değerlendirmesi yaparak, bölgedeki şartların analizini yaptı.
İsrail Genelkurmay Başkanı, bölgedeki komutanlar ve askerlerle bir araya gelerek geleceğe dönük hem saldırı hem de savunma planlarını gözden geçirdi. Bu toplantılar, İsrail ordusunun bölgedeki stratejik hamlelerini şekillendirme açısından kritik bir öneme sahip.
AA’nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı
Zamir, yapmış olduğu açıklamada bölgenin stratejik önemine dikkat çekti. Ayrıca, İsrail’in güvenliğinin temin edilmesi açısından kritik noktaları ellerinde tuttuklarını belirterek, işgalin sürdürülmesinin hayati öneme sahip olduğunu vurguladı.
İsrail’in Suriye topraklarındaki işgalini derinleştirmesi
İsrail ordusu, 1967 yılından bu yana işgal altında tuttuğu Golan Tepeleri’nde önemli adımlar atarak, buraya bitişik olan tampon bölgeyi 8 Aralık 2024 tarihinde tamamen işgal etti. Bu adımlar, İsrail ordusunun bölgedeki kontrolünü daha da artırma stratejisinin bir parçası olarak değerlendirilmektedir.
Bundan başka, İsrail birlikleri, işgali tampon bölgenin de ötesine taşıyarak, Suriye’nin başkenti Şam’ın yalnızca 20 kilometre yakınına ulaşmış durumda. Bu durum, bölgedeki dengeleri etkileyen önemli bir gelişme olarak kaydediliyor.
İki ülke arasında 1974 yılında imzalanan Kuvvetlerin Ayrıştırılması Anlaşması ile Golan Tepeleri’ndeki tampon bölge ve silahsızlandırılmış bölgenin sınırları detaylı bir biçimde belirlenmişti. Ancak, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Suriye’nin güneyindeki işgalin kalıcı olacağını duyurarak, Suriye’nin egemenliğini ihlal eden bir strateji izlediğini açıkça ifade etti. Bu bağlamda, Güney bölgesinin silahsızlandırılması talebinde bulundu.
Yaşanan bu gelişmeler, bölgedeki siyasi ve askeri dinamiklerin ne denli karmaşık ve tehlikeli bir hal aldığını gözler önüne seriyor. İlerleyen süreçte bu durumun nasıl şekilleneceği ve uluslararası toplumun bu duruma nasıl tepki vereceği ise merakla bekleniyor.