Wall Street Journal’ın haberine göre, ABD yönetimi, Harvard Üniversitesi’ne yönelik baskı kampanyasında yeni bir aşamaya geçti. Yönetim, Harvard’ın son on yılda “dış kaynaklardan” aldığı tüm mali yardımların kayıtlarını talep etti. Bu gelişme, ABD Eğitim Bakanlığı’nın 2014-2019 yılları arasında yapılan beyanatları eksik gördüğünü açıklamasının ardından gerçekleşti.
Eğitim Bakanlığı, üniversiteye gönderdiği mektupta, yabancı kaynaklı bağışlar, hibeler ve sözleşmelerin tüm taraflarının kimlik bilgileri ile Harvard ile yabancı hükümetler ya da bireyler arasında gerçekleşen tüm e-posta, kısa mesaj ve sözleşmeleri içeren kapsamlı bir bilgi listesi istedi. Ayrıca, hükümet, 2016 yılından bu yana Harvard’dan atılan yabancı uyruklu öğrencilere ait e-posta kullanıcı adları gibi bilgilerin de paylaşımasını talep etti.
Eğitim Bakanı Linda McMahon, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Bugünkü bilgi talebi, Trump yönetiminin, Harvard Üniversitesi’nin yabancı unsurlar tarafından manipüle edilmediğinden veya bu unsurların çıkarları doğrultusunda hareket etmediğinden emin olmak için attığı ilk adımı oluşturuyor.” ifadelerini kullandı. Bu durum, ABD yönetimi ile Harvard Üniversitesi arasındaki gerilimi daha da artırdı.
Harvard Üniversitesi ise yaptığı resmi açıklamada, yıllardır yasalara uyumlu bir şekilde söz konusu kayıtları paylaştığını belirtti. Üniversitenin açıklamasında, “Yasa gereği sürdürülen uyum sürecinin bir parçası olarak, Harvard’ın sunduğu raporlarda yıllık 250 bin doları aşan yabancı kaynaklı bağış ve sözleşmelerle ilgili bilgilere yer verilmektedir.” denildi. Federal yasalar, üniversitelerin yabancı kaynaklardan aldıkları ve 250 bin doları aşan bağışları bildirmelerini zorunlu kılıyor.
2019 yılında Trump yönetimi, ABD üniversitelerinin en az 6,5 milyar dolarlık yabancı fonu bildirmediğini ortaya koyduğunu belirttiği bir inceleme kapsamında Harvard Üniversitesi hakkında soruşturma başlatmıştı. Ancak Biden yönetimi, 2024 yılında Harvard’a bu soruşturmanın kapatıldığını bildirdi.
Trump ile Harvard Arasındaki Anlaşmazlık
Donald Trump yönetimi, Harvard’ın da içinde bulunduğu birçok üniversiteye, Filistin destekçisi kampüs protestoları, çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık programları gibi konular üzerinden federal fonları dondurma tehdidinde bulunmuştu. Yönetim, Harvard Üniversitesi’nden çeşitli kuruluşlar tarafından sağlanan 8,7 milyar doları aşkın hibelerin “sivil haklar yasalarına uygun şekilde kullanıldığını doğrulamak amacıyla” soruşturma açıldığını belirtmişti.
Harvard Üniversitesi, Trump yönetiminin “üniversitede reform” taleplerini kabul etmeyeceğini açıkladı. Üniversite profesörleri ise Trump yönetiminin okula sağlanan 8,7 milyar dolarlık federal fonların soruşturulması kararına karşı dava açtı. Trump yönetimi, Harvard’a sağlanan 2,2 milyar dolarlık fonun ve 60 milyon dolarlık sözleşme bedelinin dondurulmasına yönelik karar aldı. Trump, Harvard ile ilgili son açıklamasında, “Harvard yolunu kaybetmiş. Harvard, artık iyi bir öğrenim yeri olarak bile kabul edilemez.” ifadelerini kullandı.
Bu süreçte, ABD Gelir İdaresi (IRS) de Harvard Üniversitesi’nin vergi muafiyetini kaldırmayı değerlendirdiğini kamuoyuna duyurdu. Harvard ve hükümet arasındaki bu gerginlik, üniversitenin mali bağımsızlığı ve sosyal politikaları üzerinde daha kalıcı bir etki yaratma potansiyeline sahip.
