Ebu Tavilee, en az 36 Filistinlinin ölümünün belgelendiği İsrail’in güneyindeki Sde Teiman hapishanesi‘nde en sert işkence türlerine maruz kalan yüzlerce Filistinliden biri. Bu durumu AA’ya yaptığı açıklamalarla detaylandırdı. Ebu Tavile, gözaltına alındığı anı anlatırken, “Beni kaldığım evden gözaltına aldılar. Daha sonra üzerime kimyasal maddeler kullanarak klor, kezzap ve oda spreyi gibi şeyler sıkarak işkence ettiler. Vücuduma oda sprey sıkarak, ardından sigaraları üzerimde söndürüyorlardı.” ifadelerini kullandı.
Mühendis olarak çalışan Ebu Tavile’nin cildindeki işkence izleri, alıkonulan Filistinlinin üzerinde tahrip edici kimyasalların kullanıldığını gözler önüne seriyor. Özellikle, İsrail’in saldırıları sırasında Gazze Şeridi‘nde alıkonulan Ebu Tavile, fiziksel ve psikolojik işkencelerin de yer aldığı acımasız sorgulamalara maruz bırakıldığını belirtti. İşkence yöntemleri arasında elektrik şoku, tazyikli soğuk su, şiddetli darp ve aşındırıcı kimyasalların kullanıldığı ifade edildi.
Ebu Tavile, bu işkencelerin sonucunda bir gözünü kaybetti ve cildinde ciddi yanıklar oluştu. Bu durumun yanı sıra psikolojik etkileri de oldukça yıkıcı oldu. Alıkonulmuş bir Filistinli olarak yaşadığı bu travmanın onu nasıl derinden etkilediği anlaşılabiliyor. Cinsel şiddet, tehditler ve başka tür işkencelerin de yaşandığı bu süreçte, Ebu Tavile, çoğu zaman yalnız başına kalmışken, diğerleriyle yaşadığı dayanışmadan da bahsetti.
Cemaat içinde yaşadığı dayanışmanın kendisine güç verdiğini ve dayanma gücünü artırdığını dile getiren Ebu Tavile, çok sayıda kişinin benzer durumlarla karşı karşıya kaldığını ifade etti. Gözaltı süreçlerinde yaşananlar, sadece bireylerin değil, ailelerin ve toplumların da hayatını olumsuz etkiledi. Ebu Tavile’nin hikayesi, sadece bir bireyin değil, tüm Filistin halkının maruz kaldığı baskı ve işkenceye dikkat çekiyor.
Sonuç olarak, Ebu Tavile’nin durumu, uluslararası insan hakları örgütleri tarafından araştırılması gereken bir konu haline geldi. Filistin’deki insan hakları ihlalleri, dünya gündeminde daha fazla yer almalı ve bu tür uygulamalara karşı uluslararası toplumun harekete geçmesi sağlanmalıdır. Ebu Tavile ve onun gibi birçok mağdur, yaşadığı acıların seslerini duyurmak için mücadelesine devam ediyor.
