Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Avrupa Birliği’nin Semerkand’da düzenlemiş olduğu AB-Orta Asya Zirvesi sırasında açıklanan 12 milyar avroluk yatırım paketinin içeriği ve yönelimi üzerine önemli değerlendirmelerde bulundu. Bu yatırım paketinin 3,5 milyar avrosunun Türkiye üzerinden geçecek olan Orta Koridor’a ayrılmasını olumlu bir gelişme olarak gördüğünü ifade eden Yavaş, bunun yanı sıra bazı Orta Asya Türk Cumhuriyetlerine Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni “Kıbrıs Cumhuriyeti” olarak tanıma ve bu ülkeye büyükelçi atama yönünde baskılar yapıldığına dair iddiaların son derece endişe verici olduğunu vurguladı.
Yavaş, sosyal medya hesabında bu konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı: “Avrupa Birliği’nin Semerkand’da düzenlediği AB-Orta Asya Zirvesi’nde açıklanan 12 milyar Avroluk yatırım paketinin 3,5 milyar Avrosunun Türkiye üzerinden Orta Koridor’a ayrılması olumlu bir gelişme olsa da, bu desteğin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin vetosunu aşmak amacıyla bazı Orta Asya Türk Cumhuriyetlerine GKRY’yi ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ olarak tanıma ve bu ülkeye büyükelçi atama yönünde baskıyla ilişkilendirilmesi, derin bir endişe yaratmıştır.”
Mansur Yavaş, kardeş devletlerin bu doğrultuda attığı adımların ve zirve bildirisine bu konuya yönelik ifadelerin girmesinin son derece ciddi ve düşündürücü bir gelişme olduğunu belirtti. Türkiye’nin bu gelişmelere sessiz kalmasının, dış politikasında bir zaafiyet görüntüsü doğurduğunu dile getiren Yavaş, bu durumun bilinçli bir tercih izlenimi yaratabileceğine dikkat çekti. Yavaş, “Bu durumda, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin siyasi statüsünün zedelendiği, milli menfaatlerimizin görmezden gelindiği aşikardır” şeklinde konuştu.
Ayrıca, Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliği ilkesine saygı gösterilmesi gerektiğinin altını çizen Yavaş, Türk dünyasının dayanışma ruhuna zarar verecek bu tür adımlardan kaçınılmasını talep etti. Türkiye Cumhuriyeti’ni, bu önemli gelişmelere karşı kararlı ve etkili bir diplomatik duruş sergilemeye çağıran Yavaş, kardeş devletlerin hükümetlerini de yanlış olan bu durumu gözden geçirmeye davet etti.
Sonuç olarak, Mansur Yavaş’ın yaptığı bu açıklamalar, yalnızca Türkiye’nin değil, aynı zamanda Türk dünyasının siyasi stratejileri açısından da hayati önem taşıdığı gibi, Orta Asya ile olan ilişkilerin geleceği hakkında önemli ipuçları vermektedir. Bu bağlamda, Türkiye’nin Orta Koridor üzerindeki stratejik konumunu güçlendirebilmesi adına bu gelişmelerin yakından takip edilmesi gerekmektedir. Yavaş’ın tutumu, Türkiye’nin dış politikada nasıl bir çizgi izlemesi gerektiğini yeniden tartışmaya açmakta ve bu konuda daha etkin çözümler arayışı içinde olunmasına zemin hazırlamaktadır.