1. Haberler
  2. SPOR
  3. Ekrem İmamoğlu: Halkın Umudu ve Vicdanı Özgürlükte!

Ekrem İmamoğlu: Halkın Umudu ve Vicdanı Özgürlükte!

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Onu hapsettiler, evet… Ama unuttukları bir şey vardı: Milyonlarca Ekrem’i hangi duvara sığdıracaklardı?

Bir adamı dört duvarın içine koyabilirsiniz. Ancak o adam bir halk olmuşsa, onu yalnızca gözaltına alamazsınız; vicdanı gözaltına alamazsınız. İnancı tutuklayamazsınız. Umudu kelepçeleyemezsiniz. Ekrem İmamoğlu, bugün yalnızca bir belediye başkanı değil, bir milletin “biz buradayız” diyen sesidir. Bu sesin susturulmaya çalışıldığı her an, Türkiye’nin üstüne bir halk yankısı düşmektedir.

Bu yankı, kurultay salonunu çoktan aşıp sokaklara, meydanlara, evlerin salonlarına kadar ulaşmaktadır. Çünkü bu yürüyüş sadece bir kişiyle sınırlı değildir; bir halk, onunla birlikte yürüyor. Zaten kendisi de açıkça söyledi: “Benimle birlikte yol arkadaşlarımı da hapse attılar.” Çünkü o, yalnızca bireysel bir duruş değil, milyonların duygusuyla oradaydı. Bu süreçte bir imza kampanyası başlatıldı: bir metin değil, bir başkaldırının nazik hali. İmzalar birikiyor; her harf bir yürek, her imza bir vicdan sesi. “Ben yüreği Cumhuriyetten, demokrasiden ve adaletten yana atan on milyonlarca vatanseverden biriyim. Ben milli iradeyim!” diyor halk.

Halk, sandıktan çıkan iradenin hapishaneye kapatılamayacağını biliyor. Özgür Özel, rekor bir oyla yeniden genel başkan seçildi. Ancak o akşamın öznesi yalnızca “seçim” değildi. O akşamın öznesi, zincirlerin gerisinde kalsa da halkın yüreğinde zincirleri çoktan kırmış bir inançtı. Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) 21. Olağanüstü Kurultayı, sadece bir lider seçiminin değil; bir halkın iç sesiyle yüzleşmesinin adı oldu. Bu yüzleşme, salona girmeden çok önce başlamıştı.

Kurultay salonunun önünde dev billboardlar yükseldiyordu. Birinin üzerinde, Ekrem İmamoğlu’nun ellerini gömleğine sıvadığı o meşhur kare bulunuyordu. Bu sadece bir fotoğraf değil, yüzünde kararlılık vardı. Gözlerinde yılgınlıktan eser yoktu. Gömlek kollarını sıvamıştı ama bu yalnızca kendisi için değil, koca bir halk için mücadeleye hazırlanıyor gibiydi. Sözsüz bir çağrıydı bu. “Ben hazırım” diyordu. “Ya siz?”

Kurultay salonundaki delegeler de bu iradenin birer parçasıydı. Yalnızca oy kullanmadılar; gözyaşlarıyla, umutlarıyla ve sesleriyle oradaydılar. İmamoğlu’nun adı anıldığında, bir kadın usulca mırıldandı: “Ben onun için değil, onunla beraber yürüyorum.” Bir genç adam ise şöyle dedi: “O cezaevine girdiyse, biz buradayız diyeceğiz.” Bir delege yaşlıca, “Bu halkın evladı, bu halkın bağrından çıkan bir lider.” diyerek duygularını ifade etti.

Çorum İl Başkanı Av. Dinçer Solmaz, ellerini dizlerine koyarak titriyordu. Yanına oturduğumda, “Ekrem Bey’in iptal olan ikinci seçiminde Esenler’de gönüllü avukat olarak mücadele edenlerdenim. İmamoğlu’nun ikinci zaferinde Kadıköy sokaklarında birlikte yürümenin gururunu taşıyorum.” dedi. “Ben bu ülkenin adaletine çocuklarımın gözlerinden bakıyorum artık. O kazandığında, benim çocuklarıma ‘halk kazandı’ dedim.” Şimdi ben de bu halk için çalışıyorum, bir buçuk yıldır büroma uğramıyorum; mesleğim bekleyebilir ama vicdanım bekleyemez.” Çünkü onlar biliyordu: İmamoğlu cezaevine sığmaz. Halkı ona cezaevini dar eder.

Ekrem İmamoğlu: Halkın Umudu ve Vicdanı Özgürlükte!
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Agora Gündem ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!