Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Sözcüsü Ömer Çelik, sosyal medya platformu üzerinden bir açıklama yaparak, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel‘in bazı mekanları hedef alan boykot çağrısına karşı sert bir tepki gösterdi. Çelik, açıklamasında, Özgür Özel’in milli firmaları ve sosyal mekanları hedef almasının, bu tür yerlerdeki durumu tehlikeye atabileceğini vurguladı.
Çelik, “Sayın Özgür Özel’in milli firmaları, kahve içilen ve kitap satılan yerleri hedef gösteren tavrı siyasi yobazlıktır” ifadelerini kullanarak, bu tür eylemlerin söz konusu mekanlara yönelik fiziksel saldırılara neden olduğunu belirtti. Özel’in siyasi fanatizminin, kitap ve kahve mekanlarında zaman geçiren aileler, kadınlar, gençler ve çocuklar için bir tehlike yarattığını ifade eden Çelik, bu durumun provokatörlerin hedef haline getirilmesine yol açtığını söyledi.
Çelik, ayrıca şiddet eylemlerinin suçlularının hukuk önünde cezalandırılacağını vurguladı. Özgür Özel’in yaptığı açıklamaların, kitap ve kahve mekanlarına yönelik yapılan saldırıları kışkırtıcı nitelikte olduğunu öne sürdü. Çelik, “Eğer Özgür Özel bu sorumsuz ifadelerini düzeltmezse, bu tür mekanlara yapılan saldırıların kışkırtıcısı olarak anılacağı gerçeğiyle yüzleşecektir” diye ekledi.
Öte yandan, son günlerde Maltepe’de bir işletmeye zarar veren dört kişinin gözaltına alındığına dair bilgiler de aktarıldı. Bu gelişme, CHP liderinin yaptığı boykot çağrısının ardından yaşanan gerginliğin bir sonucu olarak değerlendiriliyor. Çelik’in açıklamaları, bu tür eylemlerin toplumsal barışa zarar verebileceği yönünde bir uyarı niteliği taşıyor.
Özgür Özel’in açıklamaları ve Çelik’in tepkisi, Türkiye’de siyasi kutuplaşmanın ve sosyal medya etkileşimlerinin nasıl bir etki yarattığını bir kez daha gözler önüne serdi. Siyasi liderlerin yaptıkları çağrılar, sadece destekçileri değil, aynı zamanda sıradan vatandaşları da doğrudan etkileyebiliyor. Özellikle kültürel ve sosyal mekanlar gibi toplumsal dayanışmanın sembolü olan yerlerin hedef alınması, toplumda ciddi bir huzursuzluk yaratıyor.
Sonuç olarak, Ömer Çelik’in yaptığı açıklamalar, Özgür Özel’in çağrısına yönelik eleştirilerini ortaya koyarken, böyle bir siyasi atmosferde nasıl bir diyalog kurulması gerektiği konusunda da önemli ipuçları sunuyor. Türkiye’de sosyal ve siyasal ilişkilerin daha sağlıklı bir zeminde ilerlemesi için, politikacıların attığı adımların yanı sıra söylemlerine de dikkat etmeleri gerektiği aşikar.
