Reuters’in haberine göre, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) net döviz pozisyonu, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alındığı 19 Mart 2025 Çarşamba günü itibarıyla başlayan dört işlem gününde yaklaşık 28 milyar dolar azalmıştır. Bu durum, döviz rezervleri üzerindeki baskının arttığını ve piyasalarda belirsizlik yarattığını gösteriyor.
Günlere göre döviz rezervlerindeki hareket
TCMB’nin açıkladığı bilanço verilerine göre, 24 Mart 2025 Pazartesi gününe ilişkin döviz satışları net döviz pozisyonunun 1.2 milyar dolar düşmesine neden olmuştur. Bankacılar, döviz satışlarının Çarşamba günkü rekor seviyenin ardından, pazartesi ve salı günlerinde düşük seviyelerde kaldığını belirtmişlerdir. Bugün ise herhangi bir döviz satışı gerçekleşmediğini vurgulamışlardır. Önceki günlerde açıklanan veriler ışığında gözaltının ilk günü olan 19 Mart’ta döviz satış tutarı 11.2 milyar dolar, 20 Mart Perşembe günü 3 milyar dolar ve 21 Mart Cuma günü ise 12.4 milyar dolar olarak kaydedilmiştir. Bu gelişmeler neticesinde dört günde net döviz pozisyonu toplamda 27.8 milyar dolar azalmıştır.
Ayrıca, Dolar/TL paritesi aylardır süregelen sakin ve istikrarlı seyrin ardından 19 Mart 2025 Çarşamba günü yeni bir rekor seviyeye, 42 TL’ye yükselmiştir. TCMB’nin gerçekleştirdiği döviz satışı sonrasında ise Dolar/TL gün sonunda 38 TL civarında kapanmıştır. Bu dalgalanmalar, Türk lirasının değer kaybını ve döviz ihtiyacının arttığını yansıtmaktadır.
Yaşanan bu sürecin arka planında, Türkiye’deki siyasi gelişmelerin de etkin olduğu ifade edilmektedir. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması, piyasalarda olumsuz bir etki yaratırken, döviz satışlarının son günlerde yaşanan artışı, yatırımcıların güveninin azaldığını göstermektedir. Özellikle, döviz rezervlerinin azalması ve mali istikrarın sorgulanması, ekonomideki belirsizlikleri artırmaktadır. Bu durum, Türkiye’nin uluslararası finansal ilişkileri ve ticaret dengesi üzerinde de olumsuz etkilere yol açabilir.
Sonuç olarak, TCMB’nin döviz pozisyonundaki bu düşüş, Türkiye’nin ekonomik sürdürülebilirliği ve piyasa istikrarı açısından kritik bir anı temsil etmektedir. Önümüzdeki günlerde yaşanacak gelişmeler, piyasaların yönünü belirleyecek ve yatırımcıların yaklaşımını önemli ölçüde etkileyecektir.
Kaynak: Haber merkezi
