Çin Ticaret Bakanlığı, Ocak-Şubat 2025 dönemindeki doğrudan yabancı yatırımların 171,21 milyar yuan (yaklaşık 23,87 milyar dolar) düzeyinde gerçekleştiğini duyurdu. Bu rakam, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 20,4 oranında bir azalma göstermiştir. Bu durum, Çin’in ekonomik durumu ve yabancı yatırımcıların ülkeye olan yaklaşımı hakkında çeşitli tartışmalara yol açmaktadır.
Bu süre zarfında, çeşitli sektörlere yapılan yatırımlar detaylı şekilde incelendiğinde, imalat sektörüne yapılan yatırımların 47,82 milyar yuan (6,61 milyar dolar) olarak kaydedildiği görülmektedir. Hizmetler sektörüne yapılan yatırımlar ise bu süreçte 120,49 milyar yuan (16,65 milyar dolar) seviyesine ulaşmıştır. Bu veriler, hizmetler sektörünün, imalat sektörüne nazaran daha fazla yatırım çekmeye devam ettiğini göstermektedir.
Özellikle yüksek teknoloji sektörlerindeki yabancı yatırımlar dikkat çekici bir seviyeye ulaşarak 52,49 milyar yuan (7,25 milyar dolar) olmuştur. Bunun yanı sıra e-ticaret sektöründeki yatırımlarda yüzde 33,5, biyo-teknoloji ve ilaç sektöründe yüzde 22,9, akıllı tüketici ürünleri üretiminde ise yüzde 40,7 oranında bir artış gözlemlenmiştir. Bu durum, yüksek teknoloji ve inovasyon odaklı sektörlerin yabancı yatırımcılar için daha cazip hale geldiğini ortaya koymaktadır.
Yabancı yatırım ile kurulan şirketlerin sayısı da Ocak-Şubat 2025 döneminde yüzde 5,8 artarak 7 bin 574’e ulaşmıştır. Bu veri, Çin’in yabancı yatırımları çekme konusundaki çabalarının bazı olumlu sonuçlar verdiğini işaret etmektedir. Ancak, bu artışın arka planında devam eden bir azalma trendi olduğu unutulmamalıdır.
Yabancı Doğrudan Yatırımların Son İki Yıldaki Seyri
Çin’de doğrudan yabancı yatırımlar, 2023 yılında yüzde 8 oranında bir azalma yaşandı ve bu, 1998 yılından beri yıllık bazda yaşanan ilk düşüş olarak kaydedildi. 2024 yılında ise önceki yıla kıyasla yüzde 27,1’lik bir gerileme yaşanarak, kayıtların tutulmaya başlandığı yıllardan bu yana en sert düşüş gerçekleşti. Bu durum, ülkenin doğrudan yabancı yatırımlar açısından zorlu bir dönemden geçtiğini göstermektedir.
Yatırımlardaki bu düşüşün arkasında Batı ülkelerinin Çin ile olan ekonomik bağımlılıklarını azaltma yönelimi ve tedarik zincirlerinde meydana gelen değişiklikler yer almaktadır. Ayrıca, geçmişte ABD Başkanı Donald Trump’ın ikinci döneminin yarattığı ekonomik ve jeopolitik belirsizlikler, Çin’e olan doğrudan yabancı yatırım akışını olumsuz bir şekilde etkilemeyi sürdürüyor. Bu faktörler, yatırımcıların güvenini sarsarak, yeni yatırımların yapılmasını zorlaştırmaktadır.