Filistin haber ajansı WAFA’nın bildirdiğine göre, Filistinli yetkili Huri, Ürdün’ün başkenti Amman‘da, Kutsal Topraklar ve Ürdün’deki Rus Ortodoks Ruhani Misyonu Başkanı Vosyan Zamayos ile bir görüşme gerçekleştirdi. Bu görüşme, özellikle Ortadoğu’daki dini ve kültürel mirasın korunması açısından önemli bir toplantı olarak değerlendirilmektedir.
Huri, görüşme esnasında yaptığı açıklamada, “İslam ve Hristiyan kutsallarına yönelik ihlallerin artması, İsrail’in politikalarının Kudüs ve tüm Filistin topraklarındaki Hristiyan varlığını tehdit ettiğini” belirtti. Bu, bölgedeki dini grupların karşılaştığı zorlukları ve baskıları ortaya koymaktadır.
İsrail’in uygulamaları hakkında açıklamalarda bulunan Huri, “İsrail makamları, tarihi statüsünü etkileyen yeni bir gerçekliği dayatmaya çalışarak Kudüs’teki kiliselere haksız vergiler getirdi” dedi. Bu durum, Kudüs’teki dini yapılara yönelik gelecekteki tehditlerin habercisi olabilir ve bu meselenin uluslararası alanda daha fazla gündeme getirilmesi gerekliliğini ortaya koyuyor.
Huri, ayrıca “İsrail’in bu uygulamaları, Filistinlilerin haklarını baltalama ve Kudüs’ü asıl sakinlerinden boşaltma girişimlerinin bir parçasıdır” şeklinde konuşarak, bu politikaların daha geniş bir bağlamda ele alınması gerektiğini vurguladı. Huri, İsrail’in Filistin halkına yönelik suçlarının sürdüğünü ve bu bağlamda Gazze ve Batı Şeria‘daki saldırılara dikkat çekti.
Huri, kutsal mekanların korunması ve Filistin halkının kararlılığının güçlendirilmesi adına uluslararası eylem çağrısında bulundu. Bu bağlamda, uluslararası toplumun daha aktif rol almasının gerekliliğini belirtti. Bu tür çağrılar, sadece Filistin için değil, bölgedeki tüm dini ve kültürel yapılar için önemli bir adım olabilir.
Ürdün’deki Rus Ortodoks Ruhani Misyonu Başkanı Zamayos da görüşmenin ardından Kudüs’teki Hristiyan mirasının korunmasının önemine dikkat çekti. Zamayos, tarihi varlığını hedef alan her türlü girişime karşı çıkılması gerekliliğini vurguladı. Bu noktada, din adamları ve turistler dahil olmak üzere Kudüs’teki Hristiyanlara yönelik ihlallerin son yıllarda artış göstermesinin endişe verici olduğunu ifade etti.
Özellikle Doğu Kudüs’teki Ermeni Patrikhanesi, şubat sonunda yaptığı bir açıklamada, İsrail makamlarının 1994 yılından beri biriken borçları bahane ederek şehirdeki mülklerine el koyma niyetinde olduğunu duyurarak, bu duruma karşı uyarılarda bulunmuştu. Bu tür gelişmeler, bölgedeki dini toplulukların yaşam alanlarının kısıtlanması açısından önemli bir tehdit oluşturmaktadır.
Sonuç olarak, Huri ve Zamayos’un açıklamaları, Kudüs ve çevresindeki dini varlıkların korunması konusundaki uluslararası duyarlılığın gerekliliğini ortaya koymakta, Filistin halkının hakları ve inanç özgürlüğü için verilen mücadelenin önemini bir kez daha gözler önüne sermektedir.