2023 yılında, The Hill gazetesinin aktardığı habere göre, Amerika Birleşik Devletleri eski Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray’da düzenlenen ilk kabine toplantısında Çevre Koruma Ajansı (EPA) ile ilgili bazı önemli değerlendirmelerde bulundu. Bu toplantı, Trump’ın başkanlık döneminin başlangıcında, hükümet politikasını şekillendirecek ilk adımlarından biriydi.
Trump, toplantıda EPA Başkanı Zeldin’in ajansın iş gücünü yüzde 65 veya daha fazla bir oranda azaltmayı planladığını ifade etti. Bu açıklama, Trump yönetiminin kamu sağlık ve çevre koruma konularındaki politikalarını hangi yönde şekillendireceğine dair önemli bir ipucu verdi. Ayrıca Trump, bu iş gücü azaltma sürecini daha hızlı bir şekilde gerçekleştirmek amacıyla ek çalışmalar yapacaklarını da sözlerine ekledi.
ABD Eşit İstihdam Fırsatı Komisyonu’nun (EEOC) verilerine göre, EPA’nın mevcut personel durumu oldukça dikkat çekicidir. Kurumda 17 bin 202 daimi ve 1540 geçici personel bulunmaktadır. Bu personel sayısı, Trump yönetiminin iş gücünü azaltma hedefiyle kıyaslandığında, büyük bir kesimin işten çıkarılması ya da görevden alınması gerekeceğini göstermektedir. Böyle bir politikayı uygulamak, çevre ve kamu sağlığına dair ciddi tartışmalara yol açacak gibi görünmektedir.
Öte yandan, Trump yönetimi, federal kurumlar genelinde iş gücünü “büyük ölçüde azaltmak” adına hazırlık yapılması talimatı vermişti. Bu bağlamda, özellikle çevre koruma gibi hassas bir alanda iş gücünün azaltılması, birçok çevre aktivisti ve politikacı tarafından eleştirilmiştir. Çevre savunucuları, bu tür bir yaklaşımın çevresel düzenlemeleri zayıflatacağını ve halk sağlığını tehdit edeceğini savunmaktadırlar.
Sonuç olarak, Trump’ın EPA’ta yapmak istediği iş gücü azaltma hamlesi, hükümetin çevre politikalarının geleceğini ve çevre koruma çalışmalarının etkinliğini derinden etkileyebilir. Bu durum, yalnızca çalışanlar için değil, aynı zamanda çevre sağlığı açısından da ağır sonuçlar doğurabilir. Trump yönetiminin bu tür bir politikayı benimsemesi, iklim değişikliği ve çevresel sürdürülebilirlik konularındaki mevcut durumu daha da kritik hale getirebilir.
