İzmir’de, asbestli gemilerin çevreye ve işçi sağlığına olumsuz etkileri nedeniyle tartışmalara yol açan Aliağa Gemi Söküm Tesisleri ile ilgili önemli bir gelişme yaşanmış durumda. Son zamanlarda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na karşı, çevre örgütleri, baro ve çeşitli meslek odaları tarafından açılan davalar gündemde. Bu davalarda, tesis ve yürütülecek olan kapasite işlemleri için ÇED, yani Çevresel Etki Değerlendirmesi sürecinin işletilmesi talep edilmekte.
Aliağa Gemi Söküm Tesisleri’nde Kapasite Artışı Talebi
İlgili tesislerin işletmecisi olan Gemi Geri Dönüşüm Sanayicileri Derneği, Aliağa Gemi Söküm Tesisleri’nin faaliyet alanının genişletilmesini ve kapasitesinin artırılmasını istemekte. Bu talep ile birlikte, ÇED sürecinin başlatıldığı bilgisi verilmekte. Kapasite artışı ile ilgili olarak hazırlanan çevresel etki raporunda, artışın deniz alanına doğru yapılacağı ifade edilmekte. Yapılacak değişikliklerin kıyı kenar çizgisinin deniz tarafında mevcut kullanım alanının genişletilmesi yoluyla gerçekleştirileceği belirtilmiştir.
ÇED Süreci İçin Başvuru Yapıldı
Gemi Geri Dönüşüm Sanayicileri Derneği tarafından sunulan proje dosyasında; “Gemi Geri Dönüşüm Sanayicileri Derneği üyesi olan 22 adet gemi geri dönüşüm firması tarafından planlanan alan artışı kapsamındaki işbu rapora konu çalışmaların çevresel etkilerinin kümülatif olarak değerlendirilmesi amacıyla, ÇED Başvuru Dosyası hazırlanıp Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na sunulmuştur.” ifadelerine yer verilmiştir.
Gemi Geri Dönüşüm Sanayicileri Derneği’ne üye firmalar, mevcut durumda gemi söküm faaliyetlerini elindeki ekipman ve makinelerle sürdürmektedir. İzmir Mavi Denizcilik Gemi Geri Dönüşüm Sanayi ve Ticaret A.Ş., bu tesisin 2024 yılında devir alınmasıyla, sadece bu tesis bünyesinde bulunan makine ve ekipman bedelinin proje maliyetine eklenmiş olduğu vurgulanmaktadır. Yapılması planlanan genişletme işlemi, kıyı kenarının deniz tarafındaki kullanım alanının genişletilmesi ile gerçekleştirilmesi düşünülmektedir ve bu alanda sabit bir yatırım önerilmemektedir.
Planlanan kapasite artışı için bölgede faaliyet gösteren 22 firmanın toplam proje bedeli ise 70 milyon 995 bin 840 lira olarak belirlenmiştir. Bu durum, çevresel etkilerin değerlendirilmesini daha da önemli hale getirmektedir.