Bu yıl, Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) Dubai şehrinde düzenlenen 2025 Dünya Hükümetler Zirvesi’nde (WGS 2025), Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro önemli bir konuşma gerçekleştirdi. Zirve, dünyanın dört bir yanından hükümet yetkilileri, iş dünyası liderleri ve akademisyenleri bir araya getirerek teknoloji ve hükümet politikaları üzerine tartışmalar yapma amacı taşımaktadır. Petro, konuşmasında yapay zekanın küresel ölçekte büyük bir etki yaratabileceğini, ancak bunun yanında işgücü ve ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekti.
Petro, yapay zekanın potansiyelinin büyük olmasına rağmen, eğer gerekli düzenlemeler yapılmazsa milyonlarca insanın işsiz kalma riskiyle karşılaşabileceğine vurgu yaptı. Konuşmasında, mevcut teknolojik ilerlemenin eşi benzeri görülmemiş bir ekonomik krize yol açabileceğini ifade ederek şu ifadeleri kullandı: “Üretkenlik artıyor ancak satın alma gücüne sahip olan işçiler değil. İnsanlık, kolektif geçim olanaklarına sahip küresel bir demokrasi mi kuracak, yoksa büyük bir başarısızlıkla mı karşılaşacak? Kritik bir karar anındayız.”
Zirve kapsamında Petro, BAE Devlet Başkan Yardımcısı, Başbakanı ve Dubai Emiri Şeyh Muhammed Bin Raşid Al Maktum ile birlikte çeşitli konularda görüşme gerçekleştirdi. Eğitim, teknoloji ve ticaret alanlarında işbirlikleri yaparken, bu alanda anlaşmalar imzaladı. Bu anlaşmalar, iki ülke arasındaki ilişkilerin derinleşmesi adına atılmış önemli adımlar olarak değerlendirilmektedir.
Petro, Kolombiyalı gençlerin BAE’de eğitime erişiminin kolaylaştırılması için yapay zeka ve dijital teknolojiler üzerine bir fakülte sistemi kurma arzusunu dile getirdi. Bu konudaki değerlendirmesinde, “Temel hedefimiz, iniş çıkışlar olsa da ülkemiz için büyük önem taşıyan bu yeni teknolojiyi hayata geçirecek bu ittifakı tamamlamaktır,” şeklinde konuştu. Bu hedef, Kolombiya’nın teknolojik ilerlemesinde önemli bir adım olacağı gibi, aynı zamanda uluslararası alanda eğitim düzeyini artırma çabasını da yansıtmaktadır.
Sonuç olarak, Petro’nun konuşması, yapay zeka ve dijital dönüşüm süreçlerinin getirdiği fırsatlar ve tehditler üzerine geniş bir perspektif sunmaktadır. Küresel ölçekte yaşanan bu dönüşümler, yalnızca teknoloji şirketlerini değil, aynı zamanda hükümetlerin de politikalarını yeniden gözden geçirmesini gerektirmektedir. Özellikle işgücü piyasalarında yaratacağı potansiyel değişiklikler, hükümetlerin bu alandaki düzenleyici rolleri üzerinde yeniden düşünmelerini zorunlu kılmaktadır. Dolayısıyla, bu zirvede dile getirilen konuların, önümüzdeki dönemde küresel politikalar üzerinde önemli etkileri olacağı öngörülmektedir.
