Barbaros Mahallesi’ndeki evinde, cesedinin çürümesi sonucunda yalnızca kemiklerinin bulunduğu Gülşen Çoğulu’nun (87) ölümü ile ilgili başlatılan soruşturma sürmektedir. Bu trajik olay, komşuları ve yakınları arasında derin bir üzüntü yaratmıştır.
Gülşen Çoğulu’nun cesedinin bulunduğu kemik parçaları, inceleme yapmak üzere İzmir Adli Tıp Kurumu’ndan alınarak İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderilmiştir. Böylece olayın sebeplerinin daha net bir şekilde anlaşılması hedeflenmektedir.
Yaşlı Kadının Evi “Boş” Biliniyormuş
Yaşlı kadının bulunduğu apartmanın sakinlerinden Kıral İlter, gazetecilere verdiği demeçte, o binaya iki yıl önce taşındığını ve Gülşen Çoğulu’nu tanımadığını ifade etmiştir. Taşındıkları dönemde, evin “2-3 senedir boş” olduğunu öğrendiklerini söyleyen İlter, “Yukarıda herhangi birine rastlamadık, hiç ses gelmiyordu. Geçen yıl bir ara ağır bir koku vardı ama bu su saatlerinin olduğu yerde bir hayvanın ölmüş olabileceğinden kaynaklanmış olabilir. O yüzden kokuya o şekilde dikkat etmedik. Sonrasında koku kesildi. Ceset kokusunun nasıl olduğuna dair bir bilgimiz olmadığı için durumu fark edemedik.” şeklinde konuşmuştur.
Ayrıca, apartmanda 10 yıldır yaşayan komşulardan Pervin Acar, Gülşen Çoğulu’na geçmişte birkaç kez su ikram ettiğini ve onun iyi bir insan olduğunu belirtmiştir. Bu durum, komşularının yaşlı kadına olan saygısını ve ona dair hissettiklerini gözler önüne sermektedir.
Olayın Gelişimi
Gülşen Çoğulu’dan (87) haber alamayan yakınları, durumu polise bildirmiştir. Buna istinaden, çilingir yardımıyla eve giren polis ve sağlık ekipleri, kadının cesedinin çürümüş halde ve yalnızca kemik parçalarıyla karşılaştığını keşfetmiştir. Alınan kemik parçaları, inceleme için İzmir Adli Tıp Kurumu’na ulaşmıştır.
Öte yandan, Gülşen Çoğulu’nun eşinin 23 yıl önce vefat ettiği ve kendisinin çocuğunun olmadığı, bu nedenle uzun bir süredir yalnız yaşadığı bilgisi de verilmiştir. Yakınları, yaklaşık 10 yıldır Çoğulu ile hiç iletişim kuramadıklarını ve kendisine ulaşılamadığı için bir süre önce polis merkezine başvurduğunu da ifade etmiştir.
Bu olay, yalnızlık ve yaşlılık sorunlarının toplumumuzdaki önemini bir kez daha gözler önüne sermektedir. Gülşen Çoğulu gibi birçok yaşlı birey, toplumda yalnız kalmakta ve gerekli ilgi ve bakımdan mahrum kalmaktadır. Bu tür trajik olayların yaşanmaması için toplumun her kesiminin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi gerektiği vurgulanmaktadır.
