Freiburg’da yaşayan 69 yaşındaki Süreyya Hoşer, üç ay önce baş dönmesi, yorgunluk ve yüksek tansiyon gibi şikayetlerle Almanya’daki doktorlara başvurdu. Bu belirtiler sonrasında kendisine yüksek tansiyon teşhisi konuldu ve tansiyon ilaçları kullanmaya başladı.
Tatil için geldiği İzmir’de rahatsızlıklarının devam etmesi üzerine akrabalarının tavsiyesi ile İzmir Ekonomi Üniversitesi Medical Point Hastanesi’ne gitti. Burada kardiyoloji uzmanları Doç. Dr. Burak Ayça ve Dr. Öğretim Üyesi Dr. Uğur Taşkın tarafından muayene edildi.
Hayati Damarlarında Daralma Belirlendi
Yapılan tetkiklerde, Hoşer’in şah damarlarından birinde yüzde 100, diğerinde yüzde 95 ve kalbe kan taşıyan sol ana koroner arterde de yüzde 95 darlık tespit edildi. Doktorlar, durumu oldukça ciddiye alarak Hoşer’e açık kalp ameliyatı olmasını önerdi. Ancak hastanın korkarak bu öneriyi reddetmesi üzerine anjiyo yapılması kararlaştırıldı.
Hoşer, geçen hafta daralan damarlarına aynı seansta stent takılması suretiyle sağlığına kavuştu.
“Tansiyonum Normale Düştü”
Süreyya Hoşer, şah damarları ve kalp damarındaki darlığı duyduğunda çok şaşırdığını ifade etti. Almanya’da sürekli olarak doktora gittiğini belirtirken, “Doktora hemen hemen her hafta gittim. ‘Tansiyonunu saati saati ne yaz, bana getir’ dedi. Hep yüksek, yüksek… ‘O ilacı değiştir, bu ilacı al’. Neden kaynaklanıyor bu tansiyon yüksekliği araştıralım demediler,” dedi.
Hoşer, tespit edilen darlık nedeniyle felç kalma veya kalp krizi geçirme riski olduğunu öğrendiğini belirtti. “Operasyondan sonra tansiyonum normale düştü. Nefes darlığım geçti. Anjiyodan sonra sigarayı bıraktım. Hocama da söz verdim. Hayatımdaki en önemli değişiklik bu oldu,” ifadelerini kullandı.
Doç. Dr. Burak Ayça, hastalarının hayati tehlikesinin bulunduğunu, bu nedenle hızlı planlama yaparak Hoşer’i hemen anjiyoya aldıklarını kaydetti. Ayça, “Aynı seansta hem şah damarlarını stentle açtık hem de kalp damarını, aorttan çıkan ana damarını stentle açmayı başardık. Şu an tüm damarları açıldı ve inme riski tamamen sıfıra indi. İlaçları kullandığı sürece ve takibe geldiği sürece bundan sonra sıkıntılı bir şey yaşamayacağını düşünüyoruz,” şeklinde açıklama yaptı.
Doktor Öğretim Üyesi Dr. Uğur Taşkın ise kalp hastalıklarının geç tanı almasının hayati tehlike yaratabileceğine dikkat çekerek, belli aralıklarla yapılan kalp kontrollerinin önemini vurguladı.