CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, son günlerde basına yönelik baskılara dair önemli bir açıklama yaptı. Gazeteci Barış Pehlivan, Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş ve Programlar Müdürü Kürşad Oğuz’un tutuklama istemiyle sulh ceza hakimliğine sevk edilmesini sert bir dille eleştirdi. Başarır, Çağlayan Adliyesi önünde gerçekleştirilen basın açıklamasında, bu tutuklama talebinin ifade özgürlüğüne yönelik ciddi bir tehdit olduğunu vurguladı.
Başarır, yaptığı açıklamada, “Bugün üç gazeteci tutuklanmak isteniyor. Bu gazeteciler, suçsuz ve mesleğini onurlu bir şekilde icra eden insanlardır. Kalemini kimseye kiraya vermeyen bu gazetecilere yönelik tutuklama talebi, basın özgürlüğüne yönelik ağır bir saldırıdır.” ifadelerini kullandı. Tutuklama kararının gerekçesi olarak gösterilenlerin, gazeteciliğin gerektirdiği duyarlılık ve cesareti sergileyen kişiler olduğunu belirtti.
Devlet Bahçeli’nin “sokağa çıksınlar da göreyim” şeklindeki sözlerini de anarak, “Onlar sokaklara çıkmak için yüz aramaktadırlar, fakat biz sokaklarda ve meydanlarda olacağız.” dedi. Bu durumu, iktidarın baskıcı politikalarının bir yansıması olarak değerlendirdi. Ayrıca, “Biz sizden korkmayacağız, çünkü arkamızda halk var.” diyerek toplumun gücüne vurgu yaptı.
Başarır, yine mahkeme binalarına olan güvenin sarsıldığını belirterek, “Biz şu anda bu adliye binasına güvenmiyoruz. 86 milyon insanın bu binaya ve adalete güvenmesi gerekir, ancak yalnızca tek bir adam buna güveniyor.” şeklinde konuştu. Bu tek adamın, siyasi iktidarını sürdürmek için adalet mekanizmasını manipüle etmeye çalıştığını savunarak, “Pişman olacaklar ve bu durumu değiştiremeyecekler.” dedi.
Basın açıklamasının bir diğer önemli hatırlatması ise, İmamoğlu’nun Cuma günü adliye önünde ifade vermek üzere geleceğiydi. Yine burada, “Ben 86 milyona sesleniyorum, bu ülkeyi yargı kıskacına bu iktidara teslim etmeyelim.” diyerek, halkı bu baskılara karşı durmaya çağırdı. Seçim sürecinin önemine dikkat çekerek, “Ülkemizi bu zalimlerden kurtarmak için seçimlere gidelim.” önerisini dile getirdi.
Başarır’ın bu açıklamaları, Türkiye’deki muhalefetin, daha fazla demokrasi ve ifade özgürlüğü talebi ile ilgili kararlılığını gösterdi. Özellikle basın mensuplarına yönelik saldırıların artarak devam etmesi, hem muhalefetin hem de toplumun farklı kesimlerinin tepkisini çekmeye devam ediyor. Çeşitli örgütler ve bireyler, bu tür baskılara karşı durmak için seslerini yükseltmekte ve dayanışma gösteriyorlar.