1. Haberler
  2. İzmir
  3. 6 Şubat Depremlerinden Sonra Hala Ders Almadık!

6 Şubat Depremlerinden Sonra Hala Ders Almadık!

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Kapadokya Üniversitesi’nden Candan Gökçeoğlu, 6 Şubat 2023’te meydana gelen Kahramanmaraş depremlerinin yıldönümünde Türkiye’de depremlerle başa çıkma sürecinde riskin azaltılması adına yapılması gerekenler üzerine önemli tespitlerde bulundu. Bu yazı, Anadolu Ajansı Analiz için kaleme alınmıştır.

Türkiye, 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerin yarattığı büyük acının etkisiyle hala sarsılmakta. Geride bıraktığımız bu felaketin fiziksel yıkımları ise geçici de olsa giderilmeye çalışılmakta. Ziyaret edilen bölgelerde, yeniden yapılanma sürecinin ilerlediği gözlemleniyor. Ancak, bu yıkımların fiziksel etkilerinin tamamen giderilmesi oldukça uzun bir zaman alacağa benziyor. Yıkımın boyutu o kadar büyük ki, kaybolan hayatları geri getirmek kesinlikle mümkün değil. Ayrıca kayıpların yakınlarının yaşadıkları acıları tarif etmenin imkânı yok.

6 Şubat depremleri neden farklıydı?

6 Şubat depremleri, “Yüzyılın Afeti” olarak adlandırılsa da jeolojik bakımdan ender rastlanan bir olaydır. Bu büyük felakette, her biri en az 7.2 büyüklüğünde olan dört fay segmenti eş zamanlı olarak kırıldı. 9 saat sonra ise benzer özelliklere sahip üç fay segmenti daha kırılarak ikinci bir büyük deprem oluşturdu. Bu üç deprem toplamda 500 kilometreden fazla bir yüzey kırığı meydana getirdi ve 3000’den fazla heyelanı tetikledi. Yüksek kesimlerdeki kaya düşmeleri ve ovalardaki sıvılaşmalar, deprem ivmesinin yarattığı hasarlara ek yıkımlara sebep oldu.

Bu depremlerin yol açtığı yıkımlara ilişkin yüzlerce bilimsel çalışma yapıldı ve araştırmalar hala yürütülmekte. Ancak yaşanan felaketten elde edilen dersleri unutmamak da o kadar önemlidir. Ülkemiz, jeolojik açıdan kritik bir konumda ve 600’den fazla aktif fay barındırmakta. Faylar, değişen zaman aralıklarında deprem üretmektedir. Depremlerle mücadelede başarılı olmanın en temel kuralı, olay gerçekleşmeden önce hazırlık yapmaktır.

Deprem tehlikesine karşı riskler azaltılmalı

Ayrıca, Türkiye’nin nüfus açısından en yoğun bölgeleri ciddi deprem tehlikesi altında. Istanbul, Türkiye’nin en kalabalık şehri olup, İzmir ve Bursa’nın hemen yanı başındaki aktif faylar tarafından tehdit edilmektedir. Marmara Bölgesi, özellikle İstanbul ve Bursa, büyük bir risk altındadır. Ayrıca İzmir ile çevresindeki Manisa ve Aydın illeri de benzer tehditlerle karşı karşıyadır.

Doğal tehlikeler, doğal süreçlerin sonucunda oluşan ve hasar verme kapasitesine sahip olaylardır. Ancak bu tehlikeleri engelleyemediğimiz için, riskimizi minimize etmek için elimizden geleni yapmalıyız. Bu konuda hepimizin dürüst olması gerekiyor. Eğer Türkiye’de en kalabalık şehirlerde riskleri azaltma yönünde ciddi adımlar atıldıysa, bu 6 Şubat depremlerinden ders alındığını gösterir. Fakat, sahada aktif çalışan bir yerbilimci olarak, verdiğim cevap maalesef olumsuz: Ders almadık.

Riski aniden ya da kısa sürede azaltmak mümkün değil ve bu süreç uzun yıllar alabilir. Ancak her günümüzü bu riskleri azaltma çabası ile geçirmeliyiz. Bu çabalar eğitim, planlama, araştırma ve yatırım gibi çok çeşitli faaliyetleri içermektedir. Bu uygulamalar, devletin ana politikası haline getirilmelidir.

Öte yandan, depremler sadece yapıları değil, altyapıyı da derinden etkileyebilir; ulaşım, su, kanalizasyon şebekeleri, iletişim ve elektrik ağları ciddi şekilde zarar görebilir. Bu sebepten, olabilir hasarların önceden belirlenmesi ve gerekli güçlendirmelerin yapılması gerekmektedir. Yapı st

6 Şubat Depremlerinden Sonra Hala Ders Almadık!
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Agora Gündem ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!