Bursa İl Sağlık Müdürlüğü, 20 Kasım Dünya KOAH Günü dolayısıyla önemli bilgilendirmelerde bulundu. Açıklamada, KOAH’ın (Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı) nefes darlığı, öksürük ve balgam gibi kalıcı solunumsal yakınmalarla kendini gösteren, önlenebilir ve tedavi edilebilir bir akciğer hastalığı olduğu belirtildi.
Dilektaşlı, hastalığın genellikle ileri yaşlarda daha yaygın görülmesine rağmen, erken yaşlarda da başlayabileceğini ve gençlerin bu durumdan etkilenebileceğini vurguladı. Ayrıca, tütün kullanımının KOAH’ın en yaygın nedeni olduğunu ifade etti. “Son veriler, elektronik sigara kullanımının da KOAH için bir risk faktörü olduğunu göstermektedir,” diyen Dilektaşlı, hava kirliliğinin, odun ve kömür gibi fosil yakıtlar ile bitki sapları ve tezek gibi biyokütle yakıtlarının dumanının solunmasının da önemli risk faktörleri arasında yer aldığını belirtti. Çocukluktan itibaren yaşam koşullarının KOAH’a zemin hazırlayabileceğini, yetersiz beslenme ve akciğer enfeksiyonlarının bu durumu etkileyen unsurlar olduğuna dikkat çekti.
KOAH tedavisinde solunum yoluyla uygulanan nefes açıcı ilaçların kullanıldığını belirten Dilektaşlı, “Hastalığın seyri sırasında alevlenmeler yaşanabiliyor. Bu alevlenmeler akciğer fonksiyonlarının kalıcı olarak azalmasına yol açabiliyor. Bu nedenle KOAH kontrol programlarında alevlenmelerin önlenmesine yönelik stratejiler geliştirilmelidir. Özellikle yıllık grip aşıları ve hekimin uygun gördüğü sıklıkta zatürre aşılarının yapılması büyük önem taşımaktadır,” şeklinde konuştu.
Dilektaşlı, KOAH tedavisinde önemli bir yöntem olan akciğer rehabilitasyonunu da vurguladı. Bu yöntemle, hastaların beslenme durumu, günlük yaşam aktiviteleri ve kullandıkları nefes açıcı ilaçlar ile yardımcı solunum cihazları ve oksijen desteği konularındaki ihtiyaçları ele alındığı ifade edildi.
Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) ile Bursa İl Sağlık Müdürlüğü’nün, KOAH’lı bireyler için ortak bir proje başlattığının altını çizen Dilektaşlı, “Nilüfer İlçe Sağlık Müdürlüğü çalışanlarından bazıları, fakültemizdeki pulmoner rehabilitasyon programında gözlemci olarak yer aldı. Fakülte hastanesinde gözetimli programı tamamlayan hastaları, daha uzun süreli devam eden idame programlarına yönlendirdik. İlk elde ettiğimiz sonuçlar oldukça olumlu; değerlendirdiğimiz yaklaşımın faydalarını gören hasta sayısı artırıldıkça daha geniş kitlelere ulaşabileceğimize inanıyoruz,” dedi.
Bunun yanı sıra, dünya genelindeki her 10 yetişkinden birinin KOAH hastası olduğunu, hastaların ise yüzde 60-80’inin tanı almamış durumda olduğunu sözlerine ekleyerek, hastalığın yaygınlığına dikkat çekti. Bu durum, KOAH konusunda farkındalık yaratmanın ve gerekli tedavi yöntemlerinin uygulanmasının önemini bir kez daha göstermektedir.